Saray'dan diploma açıklaması

Saray'dan diploma açıklaması

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili diploma tartışmalarını değerlendirdi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki diplomatartışmalarıyla ilgili, "Ne amaçla sürekli köpürtülüp gündeme getirildiği ortada. Diplomanın kopyaları internet sitelerinde ve gazetecilerle paylaşıldı. Rektörümüzün de açıklamaları var. Ne yapalım yani milyonlarca çoğaltıp adreslere mi gönderelim? Aslı astarı olmayan bir şey olduğunu kendileri de görürler ama dert başka. Erdoğan karşıtlığı prim yapıyor, birileri bunu gündemde tutarak prim yapmaya çalışıyor" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Bize destek açıklaması yapan ama bölücü terör örgütünün Suriye'deki uzantısıyla iş tutmaya devam eden Amerika Birleşik Devletlerine de burada bir çağrımız var. Gerçekten terörle mücadele konusunda samimiyseniz, Türkiye'nin yanındaysanız bu örgütün 'şu veya bu koluyla, şu veya bu uzantısıyla' ilişki kurmaktan vazgeçmeniz gerekir" dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İstanbul ve Mardin'de meydana gelen terör saldırılarında hayatını kaybeden polis ve sivil vatandaşlar için taziye dileklerini ileten Kalın, İstanbul'da meydana gelen saldırıda 6 polis, 5 sivil, toplam 11 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlattı. Busabah da aynı hunharca ve alçakça tarzda yapılan saldırıda 2 polisin şehit olduğunu, 2 sivil vatandaşın hayatını kaybettiğini belirten Kalın, 30 civarda da yaralının tespit edildiğini bildirdi. Bu saldırıların bütün Türk milletine karşı yapıldığına işaret eden Kalın, şöyle devam etti:

'KİMİN MAŞASI OLDUĞU AÇIK'

"Bu saldırı, şüphesiz Türküyle Kürtüyle bütün Türk milletine yapılmış bir saldırıdır. Bu tür saldırılar şekli, zamanı ne olursa olsun bizim terörle mücadele azmimizi de asla kırmayacaktır. Dün de Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yapılan güvenlik toplantısında bu konu etraflı bir şekilde ele alındı. Şu anda uygulanan tedbirler, bundan sonra alınacak ilave tedbirler konusunda da detaylı çalışmalar yapıldı, zaten ilgili birimlerimiz İçişleri Bakanlığımız, Milli İstihbarat Teşkilatımız, Genelkurmay Başkanlığımız ve ilgili bütün diğer mülki ve güvenlik birimleri bu konuda yoğun bir çalışma içerisindedir."

İbrahim Kalın, teröristlerin ramazan sabahı bu saldırıyı gerçekleştirmiş olmasının da gerçek karakterini ortaya koyduğunu vurgulayarak, bu saldırıların ne hak mücadelesiyle, ne Kürt vatandaşların hakları ve sorunlarıyla uzaktan yakından en ufak bir ilgisinin bulunmadığını dile getirdi.

Kalın, şunları ifade etti:

"Aslında bölücü örgütü, başından beri kendi çıkarları ve sapkın ideolojisini, Kürtlerin talepleriymiş gibi empoze ederek kendine bir meşruiyet alanı yaratmaya çalışıyor. Fakat bunu yaparken de en fazla Kürtlere zarar veriyor, bu ülkenin birlik, beraberliğine zarar vermeye çalışıyor. Ama bu ülkeye kana bulamaya çalışan bu tür örgütlerinin hiçbir hayat hakkının olmayacağını bir kez daha kararlı bir şekilde ifade ediyoruz. Tabi bu tür örgütler hiçbir zaman sadece kendi başlarına, kendi dinamikleriyle ayakta duran örgütler değillerdir. Bunlar mutlaka aynı zamanda uluslararası örgütlerin, aktörlerin piyonları olarak da faaliyet gösterirler. Bölücü terör örgütünün de bütün karakteri, organizasyon şeması, faaliyet şekli bunu zaten teyit ediyor. Kimin maşası, kimin piyonu olduğu da çok açık bir şekilde görülmektedir."

'DAHA AÇIK VE NET KONUŞMAMIZ GEREKİYOR'

Terörle mücadele konusunda "Türkiye'ye destek" açıklaması yapan dost ülkelere tekrar bir çağrı yapmak istediklerini belirten Kalın, halisane ve samimi bir şekilde yapılan taziye mesajlarını, terörü kınama mesajlarını memnuniyetle karşıladıklarını bildirdi. İşin samimiyeti ve ciddiyeti açısından bazı konuların artık daha açık ve net bir şekilde konuşulması gerektiğine işaret eden Kalın, şu görüşlere yer verdi:

"Basit bir soru sorayım, 'Bugün bize PKK terörünü kınayıp, bize destek mesajı açıklayan Avrupalı dostlarımız acaba Avrupa'nın genelinde PKK'nın kaç tane paravan örgütü olduğunu biliyorlar mı? Yılda acaba kaç milyon avro para toplanarak bu bölücü terör örgütüne Avrupa üzerinden ulaştırılmaktadır? Hangi yayın kuruluşları, STK'lar, kurumlar üzerinde ne tür örgüt faaliyetleri yapılmaktadır? Biz bunları biliyoruz ve bunları detaylı dosyalar halinde Avrupalı dostlarımıza, müttefiklerimize her görüşmemizde iletiyoruz. Ama netice almaya geldiği zaman bizim önümüze 'hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü' gibi değişik gerekçeler konuyor. Halbuki kendi teröristlerine karşı mücadele söz konusu olduğunda, en son Fransa ve Belçika'da gördüğümüz gibi, Avrupa ülkelerinin ne tür tedbirler aldığını açık bir şekilde gördük, görüyoruz. Dolayısıyla bu çifte standardın, ikiyüzlülüğün son bulması gerekiyor."

Kalın, Türkiye'ye destek açıklaması yapan ama bölücü terör örgütünün Suriye'deki uzantısıyla iş tutmaya devam eden Amerika Birleşik Devletleri'ne de bir çağrılarının bulunduğunu belirterek, "Gerçekten terörle mücadele konusunda samimiyseniz, Türkiye'nin yanındaysanız bu örgütün 'şu veya bu koluyla, şu veya bu uzantısıyla' ilişki kurmaktan vazgeçmeniz gerekir. Burada da terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmadan, terörün hiçbir türü arasında ayrım yapmadan teröre karşı topyekün bir mücadele verilmesi esastır. 'PKK terörü şuraya kadar iyidir, DAEŞ terörü böyle kötüdür' tarzı değerlendirmelerin ne akılla, ne vicdanla, ne de siyasi etikle bağdaştırılması mümkün değildir." diye konuştu.

'TALEBİMİZ ADİL DAVRANILMASI'

Kalın, terörle mücadelede de eğer toplu, kararlı, sistematik, tutarlı bir mücadele verilecekse, bunun herkesin katılımıyla ve eşit standartların uygulanmasıyla olacağına değindi. Türkiye'de terörle mücadele konusunu gündeme getirdikleri zaman karşılarına "ifade özgürlüğü" gibi konuları gündeme getirenlerin, öncelikle terör belasının kendilerine ne tür sorunlar çıkarttığını görmeleri gerektiğini dile getiren Kalın, şunları kaydetti:

"Bir örnek vereceğim. Dün bir Amerikan vatandaşı DAEŞ terör örgütüne katılma teşebbüsünde bulunduğu için 12 yıl hapse mahkum edildi. Bizce bu doğru bir tedbirdir, buna bir itiraz ya da eleştirimiz söz konusu değil. Belki ileride olabilecek birtakım terör saldırıları böylece önlenmiştir. Demek ki terörle mücadele söz konusu olduğunda, en sert tedbirler en katı şekilde uygulanabiliyor. Bu kamu düzeni ve terörle mücadele başlığı altında meşru, makbul görülüyor. Bizim buna bir itirazımız yok. Bizim tek talebimiz, burada Türkiye'ye de adil davranılmasıdır."