Yeni YÖK hep eski YÖK; her başkan birbirini eleştiriyor

Yeni YÖK Başkanı Alo Fatih’in Ağabeyi Saraç, eski YÖK’leri eleştirme kervanına katıldı. Kemal Gürüz Mehmet Sağlam’ı, Teziç Kemal Gürüz’ü, Ziya Özcan Erdoğan Teziç’i, Gökhan Çetinsaya Özcan’ı eleştirmişti, şimdi de Yekta Saraç Çetinsaya’yı eleştiriyor. Her biri bir öncekinden daha kaliteli bir YÖK kurduklarını ve kuracaklarını söylüyorlar. Bu arada hiçbir YÖK Başkanı’nın YÖK’ü kuran İhsan Doğramacı’yı eleştirdiği görülmedi. Çünkü kurucuyu eleştirmek kendini YOK-YÖK saymakla bir.

Geçtimiz günlerde, Vakıf Üniversiteleri Birliği tarafından düzenlenen ‘EDU SUMMIT – II. Eğitim Zirvesi’ne katılan Yeni YÖK başkanı Prof. Dr. Saraç “Bununla birlikte, yükseköğretimdeki bu büyüme, etik ve kalite başta olmak üzere birçok sorunu da beraberinde getirdi. Peşinen söyleyelim, yükseköğretimde kalite konusunda sorumluğu paylaştıran yeni bir kurguya ihtiyacımız var. Türkiye’de en çok üzerinde durulan ve önemine dikkat çekilen konulardan biri yükseköğretimde ‘kalite’ meselesidir.”

Öğretim üyeleri soruyor: “Peki eskilerin bir türlü beceremedikleri kalite meselesini Saraç nasıl becerecek?”

Geçtiğimiz hafta, YÖK’ün Internet sitesinde askıya çıkartılan, yani paydaşların görüşlerine açılan yönetmelik taslağına göre, Yükseköğrenim Kalite Kurulu adıyla ikinci bir YÖK kurarak. (http://www.yok.gov.tr/AskiyaCikardik/ ) bağlantısından ulaşılabilecek taslak, adete yeni bir YÖK yaratıyor. Konu ile görüşlerine başvurduğumuz öğretim üyeleri, adlarını açıklamaktan çekinerek, ikinci YÖK yolda, bu yeni YÖK ile, eskisinin hükmü kalacak mı? Zaten kalite yaptırımları 2547 sayılı YÖK yasasında mebzulen var, yeni bir YÖK’e yasal ve işlevsel olarak gerek var mı? Bu kalite standartlarını YÖK neden bugüne kadar yapamadı da, bir Kalite Kurulu’na ihtiyaç duydu, yetkililerin hiçbir açıklmasında bunun sebebi yok” diyorlar.

Taslak Yönetmeliğin 4. Maddesine göre, Yükseköğrenim Kalite Kurulu şu üyelerden oluşuyor: “Yükseköğretim Kalite Kurulu, Yükseköğretim kurumlarını temsilen Yükseköğretim Kurulu tarafından seçilen beş, Üniversitelerarası Kurul tarafından seçilen dört, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını temsilen bir, Kalkınma Bakanlığını temsilen bir, Milli Eğitim Bakanlığını temsilen bir, Sağlık Bakanlığını temsilen bir, Mesleki Yeterlilikler Kurumunu temsilen bir, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunu temsilen bir, Türkiye Bilimler Akademisini temsilen bir, Türk Akreditasyon Kurumunu temsilen bir, üye olmak üzere toplam on yedi üyeden oluşur.”

Eğitim uzmanlarının görüşü şöyle: “İkinci, üçüncü YÖK’ler, yavru YÖK’ler kurmak yerine, kontenjan belirleme ve öğrenci yerleştirmelerini üniversitelere bırakarak işin tamamı bir vuruta çözülebilir, ne YÖK kalır ortada, ne de 2547 sayılı yasa.”

Tabii bunun için Anayasa’yı değitirecek ve YÖK’ü yok etmeyi programına almış ciddi ve 7 Haziran seçimlerini doğru okuyan bir koalisyon hükmeti ve Meclis gerekiyor.

Uzmanlar “bu koalisyon tüm eski YÖK balşkanlarını da sorgulamalı” diyorlar ve ekliyorlar: “Yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, eski YÖK’ü yerden yere vurarak ‘YÖK kararlarını değerlendirecek yeni bir kuruma ihtiyaç var’ derken, bir kere daha değerlendirimesi gereken kararlar veren YÖK’e neden ihtiyaç duyulduğunu açıklamıyor.”