Mahkeme ''kredi mağduru'' emekliyi ''dürüst''bulmadı

Güncelleme:

Tüketici mahkemesi, yaşı nedeniyle vasisi bulunmadan işlem yapamayan emekliye, vasisinin haberi olmadan üç kez üst üste yüksek meblağda kredi veren banka değil emekli kusurlu bulundu. Mahkeme kredinin iptalini reddederken, emekliye “Dürüst değilsin” dedi. Karar istinafa taşındı.

Yaşı nedeniyle hakkında kısıtlılık kararı olan ve vasisi olmadan hiçbir yasal işlemi yapamayan emekli A.Ş.B.’ye bir kamu bankası 31 Ocak, 2018, 11 Haziran 2018 ve 25 Ocak 2019 tarihinde toplamda 86 bin TL’lik 3 adet kredi kullandırdı. A.Ş.B bankadan çektiği kredileri ödememesi nedeniyle emekli maaşına haciz konuldu. Ailesi, A.Ş.B’nin hakkında kısıtlılık kararı bulunduğu, yasal danışman atandığı halde, kullanılan kredilerin usulsüz olduğu gerekçesiyle Ankara 8. Tüketici Mahkemesine dava açtı. A.Ş.B’nin avukatı Avukat Senem Doğanoğlu dava dilekçesinden 3 adet krediye ilişkin yapılan sözleşmelerin hükümsüzlüğünün tespiti ve söz konusu sözleşmelerin iptaline ve geçersiz olduğuna karar verilmesi talebinde bulundu.

Davalı bankada mahkemeye gönderdiği cevap dilekçesinde, A.Ş.B’nin olağan şekilde ve sağlıklı bir birey olarak hareket ettiği, kısıtlı olduğunun ya da ruhsal rahatsızlığı olduğunun banka çalışanları tarafından bilinmesinin ve anlaşılmasının mümkün olamayacağı belirtti. Banka cevap dilekçesinde açılan davanın reddini talep ederek, “Davacı 86 bin TL tutarında krediyi kullandıktan sonra kredinin az bir miktar geri ödemesini yaptı. Sonra bu davayı açarak ödediği tutarın da iadesini talep etti. Davacı kötü niyetli, kural olarak tam ehliyetsizlerin hukuki işlemleri hükümsüz ancak bu kuralın istisnaları var. Bunlandan biri Türk Medini Kanunu’nun (TKM) 2.maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılmaması ilkesi, buna göre herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda” dedi.

'DÜRÜST DEĞİL'

Mahkeme de tartışmalı bir karara imza atarak, A.Ş.B’nin açtığı davanın reddine karar verdi. Kararın gerekçesinde, şöyle denildi:

“Somut olayda, davacının tam ehliyetli kişilerin dahi her zaman yararlanma olanağı bulunmuyor. Tüketici kredisinden yararlanmış ve bu suretle bir menfaat elde etmiş. Davalı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen kısıtlının, borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınması hakkını kötüye kullanılmasını teşkil eder. Türk Medeni Kanunu’nun 2.maddesi uyarınca bu durumun hukuk düzeni tarafından da korunmayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.”

İSTİNAFA TAŞIDI

Avukat Senem Doğanoğlu karar için istinaf başvurusunda bulundu. Doğanoğlu, istinaf başvurusunda, şunları belirtti:

“Dava konusu yönünden davalı bankanın, ruhsal duruma dayalı olarak hakkında mahkeme kararıyla kısıtlanılmasına karar verilmiş, emekli ve yaş itibarıyla da araştırma özeni göstermekle yükümlü olduğu bir tüketiciye üst üstü yüksek meblağlar ile kredi kullandırtmış olmasının değerlendirileceği özel hukuki çerçeve mevcutken TMK madde 2'nin müvekkil aleyhine yorumlanmak suretiyle tatbiki hukuka açıkça aykırıdır.”

ANKA