Dadaş Ocakları’ndan Terör Tepkisi

Dadaş Ocakları’ndan Terör Tepkisi

Dadaş Ocakları Derneği Genel Başkanı Eyyüp Coşkun yaptığı yazılı açıklama ile terör saldırılarına sert tepki gösterdi. Coşkun açıklamasında, “Bugün içimizin acı ve kederle dolmuş olduğu günlerden bir tanesi, PKK Örgütü tarafınca Hakkâri’nin çukurca ilçesi

Dadaş Ocakları Derneği Genel Başkanı Eyyüp Coşkun yaptığı yazılı açıklama ile terör saldırılarına sert tepki gösterdi. Coşkun açıklamasında, “Bugün içimizin acı ve kederle dolmuş olduğu günlerden bir tanesi, PKK Örgütü tarafınca Hakkâri’nin çukurca ilçesinde 24 vatan evladı şehit edildi daha önce şehit edilenler gibi, vatanın minnettar kalacağı 24 dağ gibi evladımız katledildi. Aslında 24 askerimiz ölmedi. 24 vatan öldü hem de 74 milyon kez. Bu ülkenin güvenliğini sağlamak, bu ülkeye hizmet etmek amacıyla işini yapan ve bu uğurda ölen herkes bir vatandır” dedi.

Bir an önce PKK aracılığı ile yapılan bu saldırıların önüne geçilmesi gerektiğini belirten Coşkun şunları kaydetti; “Ancak bu saldırılar intikam mantığı ile değil devlete yakışan bir ciddiyet ile adaletin yerini bulması ve güvenliğin sağlanması yoluyla önlenmeli ve sorumlu olanların derhal ve en ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır. 30 yıla yakın bir süredir devam eden bu süreçte örgütün lider kadrosunda yer alanlardan çok azının yakalanıp yakalananların ise hak ettiği cezayı almaması halkımızı daha büyük bir öfkeye sürüklemektedir.

Bugün bizi öfkelendiren ve eleme sevk eden bu olayların temelinde yatan ana sebebin, Türkiye’nin stratejik konumu ve tarihi mirasının olduğu herkes tarafınca kabul edilmesi gereken bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarihte şark meselesi olarak yerini bulan Türk ve İslam dünyası üzerinde sürdürülen haçlı zihniyeti ile oluşturulan ve uygulanan politikanın başarıya ulaşamayan iki temel unsuru vardır. Bunlar Ermeni ve Rum devletlerinin kurulması ve İstanbul’un açık şehir ilan edilmesidir. Bu iki devletin kurulmasının gerçekleştirilmesi ve bu şekilde Anadolu’nun Hristiyan hâkimiyetine alınması ve İstanbul’un serbest şehir olarak ilan edilmesi kısmının gerçekleşmesinden asla vazgeçilmediği bugün batılı diye nitelendirmiş olduğumuz devletlerin politikalarından anlaşılmaktadır.

Şark meselesinin Anadolu topraklarında başarıya ulaşamamasının temelinde yatan husus Anadolu’da yaşayan halkın Müslüman ağırlıklı olmasıdır. Anadolu’da ki emellerinde başarılı olabilmek için Anadolu’nun iki temel unsuru olan din, tarih ve kültürü bir olan iki halkın kurduğu birliği bozmaları şarttır. Bunun için Türkiye Cumhuriyeti devleti altında ve hiçbir etnik ve ırki tanımlamayı içermeyen Türk vatandaşlığı üst kimliği ile sağlanan bu birlikteliği bölmeye yönelik olarak ortaya atılan Kürdistan devleti kurma perdesi arkasında oyunlar sahnelenmektedir. Yine Anadolu’da Müslümanlığın iki ana unsuru olarak karşımıza çıkan Alevi ve Sünni topluluklar arasında mezhep çatışması çıkararak Anadolu’daki birliğin bozulması için bir başka gayret sarf edildiği görülmektedir.

Bugün bu gayelerinde başarılı olmak için PKK adı altında kurulan bir örgütün saldırısı ve bunların siyasi ve sivil kanadını oluşturan bir demokratik toplum hareketinin kışkırtmaları ile ülkemiz karşı karşıya kalmakta ve binlerce evladımız ve katrilyonlarca liramız ve atıl durumda kalan kaynaklarımız ile ciddi bir zarara maruz kalmaktadır.

Biz Dadaş Ocakları Derneği olarak halkımıza şu mesajı vermek istemekteyiz, yapılan bu saldırılar Kürt Kardeşlerimize mal edilemez, bu saldırılar Harçlı zihniyetin bir ürünü olan Şark meselesinin uygulanmasında maşa olarak kullanılan PKK terör örgütünün marifetidir. Örgüt kendisine taban bulmak gayretiyle Demokratik Toplum Hareketini bir maşa olarak kullanmakta ve Kürt milliyetçiliği altında İslam dini ve Türk, Kürt kültürüne hiçbir şekilde uymayan Nasyonal sosyalist bir hareket tarzını sergilemekte ve faşist bir bölücü hareketin içerisine girmektedir. Bu tür hareketleri kınarken, PKK örgütü ve bunların sempatizanlarını eleştirirken Kürt kardeşlerimizi aşağılayıcı ve gururlarını kırıcı söz ve hareketlerden kaçınalım.

Otuz yıla yakın bir süredir bizi meşgul eden saldırılardan dolayı kaybedilen her değerimiz bizi derinden sarsmakta ve Demokratik Toplum Hareketinin PKK yandaşlığı nedeni ile Türk vatandaşları arasında Türk ve Kürt halkları arasında bir güvensizlik ve düşmanlık ortamının doğmasına sebebiyet vermektedir. Bunun için halka itidal çağrısında bulunan başta hükümet olmak üzere ilgili ve yetkili olan herkes söz konusu örgüt ve sempatizanları ile gerekli mücadeleyi yapmak ve mücadele azmini ve isteğini yüce Türk Milletine sergilemek zorundadır.

Terörle Mücadelenin uzun soluklu ve zorlu bir süreç olduğunun farkındayız, bu beladan kurtulmak için bütün toplumun ve her kesimin desteğinin sağlanması şarttır. Bu desteğin sağlanması için hükümet ve idarenin tüm güvenlik ve strateji uzmanlarının belirlediği aşağıdaki önlemleri alarak ilk önce kamuoyunun devlete olan güveninin artırılarak, demokratikleşme ve toplumsal kalkınmaya yönelik atılımların yapılması gerektiğine inanmaktayız.”