PKK, YPG, DEAŞ derken şimdi de El Nusra alarmı!

Korkusuz yazarı Hüsnü Mahalli bugünkü "24 ayar Sünni" başlıklı yazısında, "8 Ocak’ta İstanbul’da Erdoğan’la buluşacak olan Putin, İdlib dosyasını kapatmak isteyecektir." dedi. 

"Bu coğrafya, bu halde olduğu sürece proje’cilerin işi çok kolay." diyen Mahalli'nin yazısı şöyle 

Uzun süredir Suriye ile ilgili yazmıyorum; çünkü Suriye, AKP’nin bitecek gibi görünmeyen sevdasıdır.

Tek nedeni ideoloji.

Diyanet’e on kadar bakanlığın bütçesinden fazla para ayıran AKP, devlet ve toplumu İslamlaştırmaya devam ederken, Suriyeli kardeşlerini unutacak gibi görünmüyor.

Yoksa durduk yerde neden 40 milyar dolar harcasın!

Yoksa durduk yerde on binlerce militanın maaşını neden ödesin!

Ya da Fırat’ın batısıyla doğusunda 3 milyon insanın yaşadığı bölgelerde tüm hizmetleri neden karşılasın!

Elbette AKP’nin propagandasını yapmak için.

Türkiye’de yaşayan 3.5 milyon Suriyelilere yaptığı gibi.

Şimdi de Libyalılara yapmaya çalıştığı gibi.

Meğer Erdoğan’la anlaşma imzalayan Başkan Sarraj; Osmanlı kökenliymiş, dedesi Osmanlı ordusunda subaymış ve orjin olarak Manisalıymış.

Meğer Libya’nın önemli aşiretlerden biri olan Urfelle aşireti, Osmanlı kökenliymiş ve adamlar zamanında Urfa’dan oralara göç etmiş ya da sürgüne gönderilmiş.

Neyse ki adamlar, Osmanlı tarihinin en popüler sürgün yeri Fizan’da, yani çölün ortasında değiller.

Arap medyasına göre AKP, bu Urfalılara büyük ‘ilgi’ göstermektedir.

Artık onlar Türkiye’nin Libya hatta Afrika’daki öncü kuvvetidir.

ÖSO ve benzeri grupların Suriye’de üstlendiği rol gibi.

AKP bu rolün bitmesini istemiyor. 

İstemediği için de Suriye ve Libya sorunu bitecek gibi görünmüyor.

Olağanüstü bir gelişme olmazsa!

Örneğin Putin ile yapılacak kapsamlı bir anlaşma.

Örneğin Trump’ın ani bir kararla Erdoğan’la olan dostane tavrını değiştirip düşman kesilmesi.

İki tweet, bir mektupla bu iş tamam.

İşte o zaman İdlib diye bir sorun kalmaz.

Suriye devleti İdlib’i almaya kararlı görünüyor.

İdlib çevresinde iki kasaba kaldı, onlar da alındı mı gerisi kolay.

İdlib’de bulunan yaklaşık 30 bin NUSRA ve benzeri örgütün militanı ya teslim olacak ya da Türkiye’ye doğru kaçacak.

Büyük bela.

Gelişmelere bakılırsa bölgede bulunan gözlem noktalarında görev yapan Türk askeri yakında oralardan çekilecek.

8 Ocak’ta İstanbul’da Erdoğan’la buluşacak olan Putin, İdlib dosyasını kapatmak isteyecektir.

Suriye’de Erdoğan’la iş birliği yapan Putin, Libya’da Erdoğan’a karşı.

Putin’le Erdoğan arasında birçok konu var ama tüm sorunlar Suriye’de başladı ve Suriye’de bitecek.

Yavuz Selim, Arap coğrafyasına Ağustos 1516’da Suriye’den girmiş ve 402 yıl sonra Osmanlı ordusu son kez bu coğrafyadan ayrılırken Suriye’den çıkmıştı.

Libya’da olduğu gibi Mustafa Kemal, Suriye’de görev yaptı.

Libya’da İtalyanlara, Suriye’de ise İngiliz ve Fransız işgalcilerine karşı.

Yani emperyalizme karşı.

Aynı işgalciler 2011 sonrasında Libya ve Suriye’ye saldırdı.

Peki AKP ne yaptı?

Ne yazık onlara yardım etti.

Bugün bile İtalya, İngiltere ve Fransa ve Libya ve Suriye’nin doğusunda bildik emperyalist planlarını sürdürüyor.

Her şey BOP’a uygun olarak gelişiyor.

Adı üzerine, proje.

Projeye uygun olarak alt başlıklı projeler yaratıldı ve yaratılacak.

Bu coğrafya, bu halde olduğu sürece proje’cilerin işi çok kolay.

Herkes onlara yardım ediyor.

Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da, Yemen’de ve Libya’da.

Gerekçe bulmak çok kolay.

Sakın akıl, mantık ve vicdan aramayın.

Örneğin Suriye’de ‘Şii İran’ destekli ‘Alevi Esad’a’ karşı ayaklandırılan ‘Sünni militanların’, ‘Allah yolunda cihadından’ söz edilmişti.

IŞİD, NUSRA, ÖSO ve diğerleri.

Onlara yardım eden Müslüman ülkelerin tümü de Sünni idi.

Sünni ülkelerden Libya ve Türkiye, Sünni İslamcı grupları desteklerken Sünni olan Mısır, BAE ve Suudi Arabistan yine Sünni olan daha az İslamcı başka grupları destekliyor.

Üstelik orada bir tek Kürt, Hıristiyan, Alevi, Şii ya da Ezidi yok.

Halkın yüzde yüzü, 24 ayar Arap ve Müslüman Sünni.

Peki Libya sorununda taraf olan diğer ülkeler ne yapıyor?

ABD, Rusya, Fransa, İngiltere, İtalya…

Her zaman olduğu bizimle dalga geçiyor.

Bu kafayla biz de bunu hakkediyoruz.

Çünkü bizde herkes ‘En hakiki Müslüman benim’ diyor.

Sorun bu kadar basit.
 

Hüsnü Mahalli'nin yazısının tamamı için...