BTP lideri Baş: ''Türkiye ekonomi modeli diye bir şey aslında yok''

BTP lideri, “Şimdi Sevr haritasını gözünüzün önüne getirin. Anadolu'da V şeklinde bir bölüm Osmanlı'ya bırakılmıştır. Peki İstanbul bu devlet sınırlarının içerisinde midir? Hayır. Peki Sevr'e göre Osmanlı'nın başkenti neresidir? İstanbul'dur. Yani resmen dalga geçilmiştir. Bu kadar aciz duruma düşülmüştür ve bunu savunan, isteyen insanlar var. Bu insanlar, Atatürk Samsun'a çıkarak başlattığı milli mücadeleyi bütün coğrafyaya yayıp kazandıktan sonra taktik değiştirdiler ve ‘biz bu adamı yenemiyorsak bizim bu adamı toplumdan ayrıştırmamız lazım. Bunun en makul yolu, bu toplum müslüman bir toplum, biz bu Atatürk'e ‘dinsiz’ dersek bu toplum bu adamdan soğur” dediler. Böyle bir yöntem geliştiriyorlar. Yunanla işbirliği yapan, İngilizle işbirliği yapan işbirlikçiler Atatürk'e iftiralar atmaya başlıyorlar, annesine, babasına iftiralar atmaya başlıyorlar. Bu oyunu da yıllar sonra akademik bir çalışmayla hatıralar üzerinden benim babam bozdu. Hoş Geldin Atatürk kitabını yazarak bizzat tanık olan insanların dilinden bir Atatürk anlattı. Ben böyle muhafazakâr, dindar bir adam görmedim, bu kadar dinine bağlı biri, bu kadar mübarek bir soya sahip bir insan. İşte bu Atatürk görülünce bütün oyunlar bozulmaya başlıyor. Dolayısıyla bizim hem dindar hem Atatürkçü olunabilir mantığımızın altında yatan sebep de budur. Ben dindar olabilirim, Atatürkçü olmam da benim dindarlığımla çatışan bir şey değildir bilakis örtüşen bir şeydir” dedi.

“İktidara ekonomi modeli cevabı”

İktidarın Türkiye Ekonomi Modeli olarak adlandırdığı son dönem ekonomi politikasını da değerlendiren Hüseyin Baş, “Türkiye ekonomi modeli diye bir şey aslında yok. Bu tamamen seçime dönük, kendi seçmenini konsolide etmek üzere söylenmiş bir kavram” dedi ve şöyle devam etti; “Bir de öyle komik bir durum var ki,  siz modeli söylemeye başladığınızdan beri enflasyon gerçek anlamda yüzde yüzlerin üzerinde, döviz 3-4 kat artmış, gerçek anlamda büyüme yok, vatandaş enflasyonla mücadele edemiyor, zam alan asgari ücretli veya memur hayatını sürdüremezken o asgari ücretliye maaş verecek olan işverenler patır patır kepenk kapatıyor. Türkiye Ekonomi Modeli diyorsunuz, faiz indireceğiz diyorsunuz ama indirdiğiniz faizde toplum bankalardan krediye ulaşamıyor. Şu anda bankalarda faiz uçuyor. Sonuçta siz ekonomi modeli diye bir şey açıklıyorsunuz ve bundan hiç kimse mutlu değil.”

Erdoğan’a ‘Merkez Bankasını eksi rezerve düşüren kim’ sorusu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Merkez Bankası kötü duruma düşerse Türkiye kötü duruma düşer” şeklindeki sözlerini de değerlendiren Hüseyin Baş, “Merkez Bankası’nı kötü duruma düşüren kim? Sanki 3 ay önce iktidara gelmişler, daha önce 20 yıl ülkeyi başkaları yönetmiş bunlar da kurtarmaya çalışıyor, 20 yıldır sende zaten” dedi.
Erdoğan’ın, “Merkez Bankası olmazsa bu bankaları, BOTAŞ'ı kim ayakta tutacak. Merkez Bankası bunlara yardımcı olacak ki bunlar ayakta dursunlar” dediğini de ifade eden BTP lideri, “Benim mantalitemde Merkez Bankası sadece tröstlere yardımcı olmaz, sadece bankalara yardımcı olmaz, Merkez Bankası aynı zamanda vatandaşa yardımcı olur, dar gelirli vatandaşın cebine direk olarak para verir. Bizim modelimiz budur. Benim söylediğim yöntem devletin vatandaşa aracısız para vermesidir. Aracı ortadan çıkınca faiz olmuyor, komisyon olmuyor, vatandaşın direk harcayabileceği tüketime girecek para oluşuyor. Dolayısıyla biz ’vatandaşlık maaşı vereceğiz’ deriz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan kişi Milli Ekonomi Modeli gereğince vatandaşlık maaşı alır. Niye? Çünkü vatandaş bunu harcasın ve ekonominin çarkları dönsün. Biz bunu söyleyince bazı insanlara komik geliyor ama dünya pilot uygulamalarla evrensel temel geliri uygulamaya başlıyor.”

“Erdoğan’ı ömür boyu cumhurbaşkanı yapacak formül”

Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarını da değerlendiren Hüseyin Baş, anayasaya göre Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olamayacağını söyledi.

Seçimlerin yenilenmesiyle, erken seçimin farklı kavramlar olduğunu ifade eden BTP lideri, “Bu Meclis kararıyla da olsa siz üçüncü kez aday olamıyorsunuz. Bunun olması için şu gerekiyor; siz, 2018 yılı 23 Haziran'ında seçim oldu ve cumhurbaşkanı oldunuz,  faraza 23 Haziran’dan sonra 23 Temmuz’da seçimi yenilediniz, işte o zaman ‘üçüncü kez adaylığı’ tartışamazdık çünkü o seçim yenileniyor. Şimdiki olayda ise gelecekteki seçim erkene çekiliyor. Buradaki tehlikeyi söyleyeyim; burada şu durum ortaya çıkıyor, ‘bu seçim yenilenen bir seçim olduğu için cumhurbaşkanımız aday olabilir diye kabul ettiysek’ o zaman 2027 yılı seçimlerinde yine aday olur. Seçimi alırsın 1 ay önceye ve ‘bu seçim 2018'in seçimi, 2027nin seçimi değil’ dersin. Bu ölene kadar cumhurbaşkanlığı demektir.”