Erdoğan'dan Taliban ile görüşme eleştirilerine yanıt: ''Kimseye soracak değiliz''

Erdoğan'dan Taliban ile görüşme eleştirilerine yanıt: ''Kimseye soracak değiliz''
Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, Afganistan'daki son gelişmeleri değerlendirdi. Erdoğan Taliban ile olan görüşmelere yönelik eleştirilere ise "kimseye soracak değiliz" diyerek yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'nda açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afganistan'da en az 90 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırılarını milletçe kınadıklarını açıkladı. Afganistan'da önceliğin Türk vatandaşlarının tahliyeleri olduğunu belirten Erdoğan, TSK personelinin de tahlisine devam edildiğini ve tahliyelerin en kısa sürede tamamlanacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca gazetecilerin Taliban ile görüşmelere yönelik eleştirilerle ilgili sorusunu "Kiminle görüşeceğimizi kimseye soracak değiliz. Büyükelçilikte 3,5 saat görüşüldü. Gerekirse yine bu tür görüşmeleri yapma fırsatımız olacak. Bu tür görüşmelerle süreci sağlıklı yürütmenin gayreti içindeyiz"  diyerek yanıtladı.

Erdoğan ayrıca Türkiye'ye gelen Afgan sayısı ile ilgili olarak muhalefetin yalan söylediğini belirterek "Bay Kemal 3 milyon Afgan diyor. Bir de şaklaban bulmuşlar kendilerine... Türkiye'ye gelen Afgan sayısı 300 bin civarındadır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Afganistan’daki gelişmeler ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tahliye çalışmaları ile ilgili soru üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

“Kabil’de gerçekleştirilen kapsamlı terör saldırısını kınıyoruz. 72 kişinin öldüğü, bize gelen bilgilerde. Bunların içinde Taliban’dan da ölenler söz konusu. Böyle bir felaketi şu anda DEAŞ üstlendi. DEAŞ’ın böyle bir süreç içinde bu adımı atmış olması da bölgede ve dünyada nasıl tehlikeli bir örgüt olduğunu ortaya koyuyor.

“GELEN VATANDAŞLARIMIZ ÇOK MUTLU”

Afgan halkına milletçe geçmiş olsun diliyoruz. Afganistan’da önceliğimiz vatandaşlarımızın tahliyesidir. Yoğun bir şekilde bu tahliye çalışmaları devam ediyor. Afganistan’dan ülkemize dönmek isteyen vatandaşlarımız ile ilgili gerekli planlamaları titizlikle yaptık, peyderpey gelmek isteyen vatandaşlarımız ülkemize dönüyorlar. Bu tahliyeleri havalimanındaki olağanüstü şartlarda, şu ana kadar başarı ile gerçekleştirdik. Gelen vatandaşlarımızın da çok çok memnun olduklarını, mutlu olduklarını görüyoruz.

Afganistan’da görev yapan TSK personelimizin tahliyesi de devam ediyor. Burada güzergahımız Kabil Askeri Havaalanı’ndan İslamabad’a gidip, İslamabad’dan da THY uçakları ile gelmek isteyen tüm sivil ve askeri heyetlerimizi ülkemize getiriyoruz.

Bu süreç boyunca Afgan halkının barışına, huzuruna ve istikrarına çok önemli katkılar sağladık. 20 yıldır Türkiye gerek devleti ile gerek sivil yatırımcıları ile iş adamları ile hep Afganistan’da yer almıştır. Altyapı, üstyapı; bütün bu çalışmalarda da gerekli olan adımları atmıştır. Bu karara doğrultusunda da tahliyeleri en kısa zamanda, en hızlı şekilde tamamlayacağız. Bu konuda ilgili birimlerimiz en ufak bir rehavete kapılmadan bu adımları atıyor. Gerek istihbaratımız gerek savunma bakanlığımız gerek Dışişleri Bakanlığımız bu sürecin yakın takipçisi konumundayız.”

Taliban ile temasın devam edip etmediği, görüşmelerle ilgili eleştiriler ve Türkiye Afganistan politikasının ne olacağı yönündeki soruya ise Erdoğan, şu karşılığı verdi:

“KİMİNLE GÖRÜŞME YAPACAĞIMIZ İÇİN KİMSEDEN İZİN ALMA LÜKSÜMÜZ YOK”

“Kimlerin nasıl, ne tür noktada eleştiriler yaptığını bilemem. Herkesin eleştiri hakkı mahfuzdur. İstediği eleştiriyi yapabilir. Bizim de kiminle, nerede, ne zaman, ne gibi görüşmeler yapacağımız için kimseden izin almak gibi lüksümüz yoktur. Biz şu anda büyükelçiliğimizi Kabil Havaalanı içindeki askeri bölüme taşıdık. Bizim büyükelçiliğimiz oradaki askeri bölümde bu tür faaliyetlerini sürdürüyor. Görüşmelerimizin ilkini de Taliban ile ilgili olarak ilk görüşme 3.5 saat süren görüşmeyi, büyükelçiliğimiz nezaretinde, orada arkadaşlarımız sürdürdüler. Ondan sonraki süreçte de gerekirse, yine bu tür görüşmeleri yapma fırsatımız olacak.

“DİPLOMASİ BUDUR”

Bu tür görüşmelerle süreci sağlıklı yürütmenin gayreti içindeyiz. Onların beklentileri nedir, bizim beklentimiz nedir; bütün bunları görüşerek yapacaksınız. Görüşmeden, bu tür şeyleri yapmak mümkün değil. Bu bakımdan da diplomasi diyorsanız, bu insanlara şunu da söylemek lazım. Diplomasi nedir? Diplomasi budur. Bunu da birinci derecede Dışişleri yürütür, Dışişleri'nin temsilcileri yürütür, siyasiler yürütür, yaptığımız iş budur. Tabii şu anda da arkadaşlarımız bunu kararlılıkla sürdürmektedir.”

Avrupa ülkelerinin Afganistan ile ilgili tutumu ile ilgili bir soruya ise Erdoğan, şu yanıtı verdi:

“HERKES TERK EDERKEN, BİZ AFGANİSTAN’I TERK ETMEDİK”

“Şansölye ile sık sık görüşmelerimiz var, görüşüyoruz, yol haritalarını gözden geçiriyoruz. Tabii bazı şeylerde çok geç kaldıkları da ortada. Yani Türkiye ile çalışma tespiti geç alınmış bir karar. Herkes Afganistan’ı terk ederken, biz Afganistan’ı terk etmedik, Afganistan’da ve Kabil Havaalanı’nda kaldık. Oradaki süreci de en ideal şekilde sürdürdük.

“YALAN TERÖRÜ ESTİRİYORLAR”

Göç baskısının en yakın olduğu ülke Türkiye. Türkiye’nin içindeki bazı mahfiller var ki, bunlar yalan terörü estiriyorlar. Nedir söyledikleri? Türkiye’de şu anda 1.5 milyon Afgan göçü söz konusu. Ben size resmi rakam söylüyorum. Şu anda İçişleri Bakanlığımızın kayıtlarında, kayıtlı-kayıtsız mevcut göçmen sayısı Afganistan’dan 300 bin. Ama Bay Kemal, onun izinde gidenler; bunu 1.5 milyon gibi açıklıyorlar. Bunların hepsi yalan. Adamların işi gücü yalan. Bu yalan terörünü bir şaklaban da bulmuşlar, onunla beraber sürdürüyorlar.  Böyle bir şey söz konusu değil.

“GÖÇ OLAYINDA ÇOK HASSASIZ”

Bizler göç olayında da çok hassasız. Biliyorsunuz; İran sınırından Irak sınırına, Suriye sınırına kadar neredeyse her yeri duvarlarla örüyoruz. Artık az bir miktarda, örülmeyen bölge kaldı. Oraları da yaptıktan sonra, ciddi manada sınırlarımızı bu tür duvarlarla örmüş olacağız.”

“ÖNCE YÖNETİMİN BELLİ OLMASI, SONRA BİZ KARARIMIZI VERECEĞİZ”

1 Eylül’den sonra nelerin yaşanacağı ile ilgili soru karşısında, Erdoğan şunları söyledi:

“Afganistan’daki tabloyu görmemiz lazım. Ciddi bir yönetim boşluğu söz konusu. Önce burada yönetimin belli olması, belirgin hale gelmesi, sonra da biz o zaman kararımızı vereceğiz. Kurumlarımız o zaman kararlarını verecekler. THY, bizim sivil asker nereden gidip alıyor. İslamabad’a vatandaşlarımızı kim taşıyor, askeri uçaklarımız. Devletiz, devlet olarak da olması gereken neyse, onu yapıyoruz. Şu an itibarı ile Taliban hatta Kabil Havalimanı’nın işletilmesi konusunda teklifleri var. Kime? Bize. ‘Güvenliği biz sağlayalım, işletmeyi siz yapın.’ Bu konuda bile henüz verilmiş bir kararımız yok. Çünkü orada her an, her türlü ölüm vesaire mümkün. Dünkü olayda, 72 kişinin ölmesi. Orada adımız geçerse, Türkiye Cumhuriyeti yer alıyor, orada askeri havalimanını işletiyor, sivil havalimanını işletiyor, ama buna rağmen 72 kişi öldü; buna biz bulaşırsak biz bunu izah edemeyiz. Şu anda böyle bir kararımız şu anda söz konusu değil. Biz askerimizi, sivil vatandaşlarımızı ülkemize geri getiriyoruz. Onların yüzlerindeki memnuniyet bizim için en önemli adımdır. Uçak seferlerinin başlaması vesaire acelemiz yok. Sükunet hakim olduğu zaman gerekli kararı veririz. Afgan halkı bizim asırlarca kardeşimiz olmuş insanlardır. Onlarla ayrı düşünemeyiz.”

İngiltere Savunma Bakanlığı’nın mültecilerle ilgili açıklaması, Türkiye ve Pakistan’da mülteci merkezlerinin kurulacağı iddiası ve tartışması ile ilgili soru üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

“BULMUŞLAR BİR KADIN, YALAN MAKİNASI”

“Öncelikle şunu sormam gerek. Muhalefetin bu tür yalanlarda, bu tür iftiralarda hiçbir zaman şöyle bir geri dönüş yaparak, özür dilediğini duydunuz mu? Bunların karakterinde böyle bir şey yok. Her şeyleri bunların yalan. İşte şimdi bakın; kalktılar Merkez Bankası ile ilgili ciddi yalanlar uydurdular. Şu anda döviz rezervi, bakın nerelere çıktı. Her şey ortada, bunların özür dilemesi söz konusu mu? Bu yıl sonu itibarı ile Merkez Bankası’nın da döviz rezervi 115 milyar dolarları bulacak. Bunlar da böyle bir şey yok. Hayatları yalan. Bulmuşlar bir kadın, yalan makinesi; çıkartıyorlar sürekli televizyona, ona bol bol yalanlar söyletiyorlar. Onunla adeta sanki güç buluyorlar. Böyle de bir halleri var. BBC’nin yalan söylemesini normal karşılarım da bunları böyle görmek istemezdik.

Çünkü bu ülkenin ana muhalefetisin, muhalefetisin; yangın, sel felaketleri oldu, bu iktidar, bu devlet sel felaketinden tut, yangın felaketine; dünyanın hiçbir yerinde icra edilmemiş, operasyonlar icra etti. Bir lehte açıklamalarını duydunuz mu? Tam aksine, AFAD’ın yardım toplamasına bile karşı çıktılar. Bunlar böyle kepaze bir takım. Biz yolumuza devam ediyoruz. Eğer şu anda AFAD’a destek olacak olanlar, yardım yapmak isteyenler; göğüslerini gere gere AFAD’a destek olabilirler. AFAD, topladığı yardımlarla her türlü afet mücadelesini bunlarla yürütüyor. Devletimizin verdiği destek yok mu, var tabi, onunla zaten yürüyor. Ama bu arada hayırseverlerimiz yardım yapacağım diyor. Herhalde rastgele, örtülü örtüsüz bir yerlere; diyecek halimiz yok, devletiz. AFAD resmi kuruluşum var, yardımını yapabilirsin. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? İllegal değil, legal bir şey yapıyoruz. Her şey ispatlı, her şey kayıtlı. Hepsinden memnunuz, bakan arkadaşlarım bölgedeler. Sürekli kendileri ile irtibat halindeyim. İnşallah 1 yıl içinde sel afetine, yangın afetine uğrayan bölgeleri derleyip, toparlayacağız.”