"31 Mart Vakası Ve Kut'ül Amare" Konferansı

"31 Mart Vakası Ve Kut'ül Amare" Konferansı

Araştırmacı yazar Armağan: - "Abdülhamid Han'ı tahttan indirenler arasında ortak bir çaba var. Avusturya, İngiltere, hiç ihtimal vermeyeceğimiz Almanya ve Siyonistler var. Emperyalistler müzakere eden bir aktörü sevmezler. Türkiye'yi de şu anda sevmemeler

İSTANBUL (AA) - Araştırmacı yazar Mustafa Armağan, Sultan Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesiyle sonuçlanan "31 Mart Vakası" ve "Kut'ül Amare" ile ilgili konferans verdi.

Türk Edebiyatı Vakfı'nda düzenlenen konferansta konuşan Armağan, 1908 yılından sonra Abdülhamid Han'ın olduğu bir Meşrutiyet dönemi yaşandığını hatırlatarak, "İttihatçıların bekledikleri Meşrutiyet'i ilan ederek Abdülhamid Han'ı tahttan indirmek. İstanbul'a kan dökerek girmek ve padişahı tahttan indirmek istiyorlar. Sultan Abdülhamid ise bu oyunu gördüğü için orduya iç savaş çıkmaması için emir veriyor. Osmanlı'nın en donanımlı askerleri elindeyken 1. Ordu'yla 3. Ordu'nun savaşmasına engel oluyor. Meşrutiyeti kendisi ilan ediyor. Gerekçeyi ortadan kaldırıyor." dedi.

Armağan, Selanik'ten İstanbul'a getirilen Avcı Taburları'nın 31 Mart'ta Abdülhamid yanlısı bir isyana kalkıştığını ancak bu taburun aslında Abdülhamid Han'ı yıkmak için geldiğini, bunun bir oyun olduğunu ifade etti.

Abdülhamid'in Meşrutiyet'i kaldıracağı noktasında çıkan dedikodular üzerine ordunun Meclis binasını bastığını ve 2 milletvekilini vurduklarını belirten Armağan, bunun üzerine Selanik'ten yine Hareket Ordusu'nun isyanı bastırmak amacıyla İstanbul'a gelerek Taşkışla'da taş üzerine taş bırakmadıklarını, böylelikle Milli Meclis'in kurulduğunu ve Abdülhamid'in tahttan indirildiğini kaydetti.

Armağan, "Abdülhamid Han'ı tahttan indirenler arasında ortak bir çaba var. Avusturya, İngiltere, hiç ihtimal vermeyeceğimiz Almanya ve Siyonistler var. Emperyalistler müzakere eden bir aktörü sevmezler. Türkiye'yi de şu anda sevmemeleri de bundandır. Çünkü pazarlık ediyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Kut'u kim kazandıysa tarihimizden silinmiştir"

"İçinde bulunduğumuz dönem itibariyle Kut'ül Amare'ye de değinmek istiyorum. Ders kitaplarımızda Kut'ül Amare ile ilgili 'İngilizler Basra'dan çıkarma yaptılar ve yenildiler' deniyor. Kimin yendiği yazmıyor. Türk ordusu yendi diyemiyorlar. Çünkü bu olayın ucunda Enver Paşa var. Enver Paşa, Halil Paşa'yı göndermiş. Bu isimleri övmemek için yazmıyorlar." diyen Armağan, şunları söyledi:

"Gazi Mustafa Kemal, Nutuk kitabında Sakallı Nurettin Paşa'ya 7 sayfa boyunca kızıyor. Peki kim bu Sakallı Nurettin Paşa diye sorduğunuzda bir cevap alamıyorsunuz. Sakallı Nurettin Paşa aslında Kut'ül Amare'nin muzaffer komutanıdır. Meydan muharebesinde bir İngiliz ordusunu mağlup etmiştir. Çanakkale gibi bir savunma savaşı da değil, bir meydan savaşından bahsediyorum. 20 bin zayiat verdirip Dicle'de bataklığa sıkıştıracağız ve Nisan ayına kadar açlıktan kıvrana kıvrana teslim olacaklar. Mısır'dan gelen bütün yardım çabaları geri püskürtülebilecek kadar büyük bir zafer. Kut'u kim kazandıysa tarihimizden silinmiştir. Ali İhsan Sabis, Nurettin Paşa ve Halil Paşa tarihimizde yazılmaz."

Armağan, "Kut'ül Amare'ye Mısır'dan 3 kişi gönderiliyor. Bu üç kişiden biri de casus Lawrence. Gelip Halil Paşa'yı ziyaret ediyorlar. Ordularını serbest bırakma karşılığında 2 milyon sterlin teklif ediyorlar. Halil Paşa, 'Zafer satılmaz' diyerek reddediyor. Şimdi ders kitaplarımızda böyle bir zaferi göremiyorsunuz. Bir İngiliz yazsaydı eğer tarihimizi ancak böyle yazabilirdi. Bu kafanın artık değişmesi lazım." diye konuştu.