DOSAB termik santral danışmanı Prof. Güllü: Karşıma bilimsel raporla gelin

DOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Tesisi ile ilgili ÇED süreci bilgilendirme toplantısı DOSAB Konferans Salonu’nda yapıldı. Basın toplantısına DOSAB yönetiminin yanı sıra Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülen Güllü ve Çevre Mühendisi Mustafa Şahin katıldı.

DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül, toplantının açılışında, “ÇED olumlu kararı alınmış değil, bu süreç devam ediyor. Ama bu kamuoyunda sürekli çıkıyor, kendileri yazıp arkasından da kendileri tekzip ediyorlar. Biz ÇED sürecinin başladığını ve bu sürecin devam ettiğini, bunun uzun bir süreç olduğunu ve kararın ise bakanlığa ait olduğunu söyledik ve söylemeye devam ediyoruz.” dedi.

Bu konuda şeffaf bir süreç yürütmeye çalıştıklarını anlatan Şengül, “Bir sözümüz vardı, bu çevresel etkilerle alakalı çok önemsediğimiz bu konunda bilimsel çalışma bittiğinde bir toplantı yapacağız demiştik. Bugünkü toplantımızın amacı bu. Biz bu tesisi ovanın ortasında herhangi bir şekilde üretim olmayan bir yerde yapmıyoruz. Bu algıyı da kırmak istiyoruz. Burası bir organize sanayi bölgesi. Ruhsatları ile izinleri ile planlarıyla bir organize sanayi bölgesi ve bu tesisi burada yapıyoruz. Kamuoyunda bu tesisin sanki ovada yapıldığı gibi bir yanlış algı var.” şeklinde konuştu.

"BAKANLIK İLE DOSAB ARASINDA KÖPRÜYÜZ"

Çınar Mühendislik Müşavirlik AŞ Genel müdürü Çevre Mühendisi Mustafa Şahin de yaptığı açıklamada, ÇED’in bir çevre koruma argümanı olduğunu belirterek, “Çınar Mühendislik olarak bizim bu konudaki konumumuz Bakanlık ve DOSAB arasında bir köprü konumundadır. ÇED sürecindeki rolü budur. Biz DOSAB’la bir sürece başlıyoruz ama biz bu süreci yönetirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan bir yeterlilik alarak bu süreci yapmakla yükümlüyüz.” dedi. Çınar Mühendislik olarak bu noktada karar verici olmadıklarını anlatan Şahin, kendilerinin karar vericilere mevzuat çerçevesinde ve bilimsel olarak rapor hazırladıklarını söyledi.

"BU TESİS BÖLGENİN REHABİLİTASYON PROJESİ"

DOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Tesisi proje danışmanlığını da yapan Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülen Güllü de hava kalitesine etkileri konusundaki çalışmanın sonuçlarını anlattı. Projeye bir rehabilitasyon projesi gözü ile baktıklarını anlatan Güllü, “Öncelikle bu tip bir santrallerden bahsediyoruz. Başlıca amacı buhar üretmek. Şu anda DOSAB bünyesindeki mevcut buhar kazanlarındaki buhar ihtiyacını karşılamak için üretimime yönelik bir proje. Aslında yeni bir proje değil, bir çeşit rehabilitasyon projesi. Yani DOSAB’ın mevcut buhar kazanlarını tek bir merkezde buharı üretip onlara temin etmeye yönelik bir proje olarak bakmak lazım. Bu nedenle yeni bir termik santral projesi gibi adlandırılsa da bizim gözümüzde yeni bir santral değil, bir iyileştirme projesi. Bu nedenle yaptığımız bütün çalışma bu mevcut tesislerin şu andaki bölge hava kalitesine etkilerini değerlendirmek ve ‘bu tesisler kapatılır da tek bir merkezden bir santralden buhar üretimi yapılırsa o zaman bu bölgenin hava kalitesi nasıl değişecek’ diye bir çalışma yaptık.” şeklinde anlattı.

"BU TESİSLE YÜZDE 30 İYİLEŞTİRME YAŞANIR"

Proje için bölgede 8 ayrı noktada 2 aylık ölçümler yapıldığını anlatan Güllü, mevcut tesislerin kapanması ile ortalama yüzde 30 bir iyileştirme yaşanacağını belirtti. Güllü, tek merkezde üretimle kükürt, azot oksitler, partikül madde ve karbonmonoksitte yasal limit değerlerin çok altında sonuçlara ulaştıklarını söyledi.

"BİLİMSEL RAPORLA KARŞIMA GELİN"

Prof. Dr. Gülen Güllü, kendisi hakkında basında çıkan olumsuz değerlendirmelere de şu şekilde tepki gösterdi: “Ben bu konuda 25 yıllık hava kalitesi konusunda uzman olarak sadece Türkiye’de değil, dünyada birçok projenin içinde yer aldım. Sadece Ankara’da değil, Türkiye’nin tüm illerinde yapılan birçok proje gerçekleştirdim. Uluslararası bir insanım ama yerelim, ithal değilim. Ankara’da çalışıyor olabilirim ama bütün dünyada bilimsel temellere dayalı olarak çalışmayı yürütebilen bir profile sahibim. Arkasında duramayacağım hiçbir raporun altına imzamı atmam. O yüzden özellikle Bursa basınında yer alan bazı söylemler beni son drece rahatsız etti. Ama şanslıyım, bir politikacı olsaydım veya sözünün arkasında duramayacak bir söylemde bulunan bir kişi olsaydım üzülebilirim. Ancak ben kanıtlayabildiğim her şeyi ortaya koyarım ve yapılan çalışmada kullandığımız metotta bütün dünyanın bu tip benzeri bir çalışma için yürütebileceği en iyi yöntemle hazırlanmış bir çalışmadır. O yüzden eğer çalışma ile ilgili eleştiriler varsa ve çalışmanın doğru olmadığı konularında bir takım suçlamalar yapılacaksa aynı şekilde bilimsel temellerle hazırlanmış raporla karşıma gelinmesini istiyorum ki aynı platformda aynı şekilde tartışabilelim. O yüzden sadece beni değil, tüm akademik camiayı zedeleyen bir ithamda bulunuluyor. Parasını aldığı için böyle bir rapor düzenlemiş diye.”

"BURSA RAHAT ETSİN"

DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman da DOSAB’ın bu projesi ile ilgili bugüne kadar çok şey yazılıp söylendiğini belirterek, “Biz başından itibaren proje üzerinde büyük bir titizlikle ve bilimsel çerçevede çalışmalarımızı sürdürdük, o paralelde de ilerliyoruz. Ülkemizin, temiz kömür teknolojilerini kullanarak enerji ihtiyacımızın önemli bir kısmını yerli kaynağımız kömür ile karşılamak için ilerliyor. DOSAB, bu doğrultuda yeni nesil bir proje için ortaya koydu. Bu proje hem yüksek, hem verimli, hem de çevresel etkiler anlamında örnek olacak bir projedir. Bugün bir kez daha gördük ki çevresel etkiler anlamında mevcut durumu kötüleştiren değil, aksine iyileştiren bir yatırımdır. Bu açıdan, ben Bursa kamuoyunun rahat olmasını, yanlı ve yanıltıcı söylem ve yayınlara itibar etmemesini istiyorum. Çünkü DOSAB’ın söylediği her sözün, yaptığı her eylemin ardında bilimsel veriler vardır. DOSAB, çevre ve insan sağlığını olumsuz etkileyecek hiçbir yatırım ve projenin içinde olamaz.” dedi.

CİHAN